Alın, kaşlar, üst ve alt göz kapakları ve şakaklardan oluşan yüzün üst üçte biri genellikle yaşa bağlı değişikliklerin gözlendiği ilk bölgelerdendir. Yaşlanma süreci temelde genetik faktörler ile belirlense de güneşe maruziyet, tekrarlayan yüz hareketleri ve sigara kullanımı gibi faktörlerin bu süreci hızlandırdığı bilinmektedir. Bu süreç içinde hyaluronik asit, kolajen ve elastin kaybı gelişir ve ciltte gevşeme meydana gelir. Periorbital bölgede bu, perioküler, glabellar ve alın çizgilerinin oluşmasına ve derinleşmesine, kaşların aşağı sarkmasına, şakakların dolgunluğunu kaybetmesine, üst ve alt göz kapaklarının yağ kaybına, göz kapaklarında düşüklüğe, üst sulkusta derinleşmeye, fotoyaşlanmaya ve hiperpigmentasyona yol açar. Periorbital gençleştirmede temel hedef hacmi geri kazandırmak, çizgilenmeyi yumuşatmak ve en aza indirmek, cilt dokusunu ve rengini iyileştirmektir.(1)

goz cevresi uygulamalari

Periorbital yaşlanmayı en aza indirmek için çok sayıda topikal tedavi tek başına ya da kombine olarak kullanılabilir. Güneş koruyucuları UV ışınlardan kaynaklanan yaşlanmayı sınırlamak için hayati bir öneme sahiptir. Güneş koruyucu kremler seçilirken hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı geniş spektrumlu koruma sağlayan ürünler tercih edilmelidir. (2) Niasinamidin cilt dokusunu iyileştirirken hiperpigmentasyonu ve ince çizgileri azalttığı gösterilmişken C ve E vitaminlerinin UV ışınların hasarına bağlı epidermal keratinositlerin oluşumunu azalttığı gösterilmiştir. (3,4) Biyolojik olarak A vitaminine benzer şekilde davranan retinoidler, kollajen sentezini arttırır, kollajen bozunmasını sınırlar ve cilt pürüzsüzlüğünü iyileştirir. (5)

Tedavi amaçlı için cilde yapılan enjeksiyonların tarihi eski Çin ve Hint tıbbına kadar uzanmaktadır. 1958 yılında Michel Pistor, cilt seviyesinde ilaçların aşılandığını belirtmek için “mezoterapi” terimini kullanmıştır. (6) Teknik, ilaçların doğrudan cilde enjekte edilmesini içerir. Bu enjeksiyonlar, hormonlar, besinler, ilaçlar vb maddelerin deri altı tabakasına verilmesi temeline dayanır. Başlangıçta vasküler ve lenfatik bozuklukları tedavi etmek için geliştirilen mezoterapi, son on yılda daha çok cilt gençleştirme, lipoliz, vücut şekillendirme gibi işlemlerde kullanılmaktadır. Yüz cildi gençleştirme için mezoterapinin en yaygın ve basit formülasyonu, birden fazla seans boyunca dermise multivitamin solüsyonu enjekte etmeyi içerir.(7) Periorbital hiperpigmentasyon (göz çevresi morlukları), göz kapaklarını çevreleyen bilateral, homojen kahverengi-siyah pigmentasyon olarak görülen iyi tanımlanmamış bir durumdur ve hastada yorgun bir görünüme sebep olur.(8) Bu durum aşırı pigmentasyon, ince ve yarı saydam alt göz kapakları, cilt gevşekliği ve derin gözyaşı oluğu nedeniyle oluşan gölgelenme ile ortaya çıkabilir.(9) Mezoterapi ürünleri ile enjekte edilen C vitamini, tirozinaz enzimini inhibe ettiği ve antioksidan etkiye sahip olduğu için periorbital hiperpigmentasyonu azaltır ve dermal hasarı azaltan, keratinosit farklılaşmasına yol açan kolajen sentezini de destekler. (10)

Botulinum toksin ilk olarak göz kaslarını kontrol ederek strabismus (göz kayması) tedavisi amacıyla göz doktoru olan Dr. Alan B. Scott taraından 1970’li yıllarda kullanılmıştır. (11) Kozmetik amaçlı kullanımı ise 1987 yılında yine bir göz doktoru olan Dr. Jean Carruthers tarafından göz kapağı kaslarını tedavi etmek için botoks kullandığı sırada hastaların kırışıklıklarında azalma olduğunu keşfedetmesi ile başlamıştır. Nörotoksinler (Botoks), kaş şekillendirmenin yanı sıra periorbital ve alın dinamik kırışıklıkları için çok yaygın ve çok yönlü tedavilerdir. Doğal olarak oluşan bu toksinler, nöromüsküler kavşakta asetilkolinesteraz salınımını inhibe ederek kas kasılmasını azaltır ve dinamik kırışıklıkların yumuşamasına neden olur. Etki süresi genelde 3-6 aydır. (12) Periorbital gençleştirmede, nöromodülasyon tipik olarak yanal kantal çizgileri (kaz ayakları), kaş yüksekliğini ve şeklini, glabella ve alın çizgilerini hedefler. (13,14)

Göz çevresi gençleştirme için botoks tedavisi gibi dolgular da kullanılan tedaviler arasında yer alır. Hacim kaybı kaybı yaşlanma sürecinin doğal bir olgusudur ve kaybolan hacmi yerine koymak için dolgular kullanılabilir. Bunun yanı sıra botoks ile tedavi edilemeyen statik kırışıklıkları düzeltmede ve yeniden şekillendirmede dolgular bir seçenektir. Periorbital gençleştirmede en yaygın olarak hyaluronik asit dolgu maddeleri kullanılır. (15) Hyaluronik asit suyu çeken, metabolize edilirken suyu bağlayan ve bozunana kadar hacmini koruyan hidrofilik bir bileşiktir. (16) Alt göz kapağı üzerinde koyu bir gölgelenme/morluk, göz altı halkaları, göz küresinin çökük görünümü sonucunda alt orbital kenar ve gözyaşı olduğuna girişimler, dolgu kullanımında yaygın işlemlerdendir.

sfs

1. Russel SM, Clark JM. Periorbital rejuvenation in the clinic: A state-of-the-art review. World J Otorhinolaryngol Head Neck Surg. 2023 Jul 28;9(3):242-248. doi: 10.1002/wjo2.124. PMID: 37780673;
2. Bucay VW, Day D. Adjunctive skin care of the brow and periorbital region. Clin Plast Surg. 2013;40:225‐236
3. Bissett DL, Oblong JE, Berge CA. Niacinamide: a B vitamin that improves aging facial skin appearance. Dermatol Surg. 2005;31:860‐866
4. Laethem AV, Claerhout S, Garmyn M, Agostinis P. The sunburn cell: regulation of death and survival of the keratinocyte. Int J Biochem Cell Biol. 2005;37:1547‐1553
5. Fisher GJ, Datta SC, Talwar HS, et al. Molecular basis of sun‐induced premature skin ageing and retinoid antagonism. Nature. 1996;379:335‐339.
6. Mammucari M, Maggiori E, Russo D, Giorgio C, Ronconi G, Ferrara PE, Canzona F, Antonaci L, Violo B, Vellucci R, Mediati DR, Migliore A, Massafra U, Bifarini B, Gori F, di Carlo M, Brauneis S, Paolucci T, Rocchi P, Cuguttu A, Di Marzo R, Bomprezzi A, Santini S, Giardini M, Catizzone AR, Troili F, Dorato D, Gallo A, Guglielmo C, Natoli S. Mesotherapy: From Historical Notes to Scientific Evidence and Future Prospects. ScientificWorldJournal. 2020 May 1;2020:3542848. doi: 10.1155/2020/3542848. PMID: 32577099; PMCID: PMC7305548.
7. AMIN, S. P., PHELPS, R. G., & GOLDBERG, D. J. (2006). Mesotherapy for Facial Skin Rejuvenation: A Clinical, Histologic, and Electron Microscopic Evaluation. Dermatologic Surgery, 32(12), 1467–1472. doi:10.1111/j.1524-4725.2006.32353.x
8. Sarkar R, Ranjan R, Garg S, Garg VK, Sonthalia S, Bansal S. Perior- bital hyperpigmentation: a comprehensive review. J Clin Aesthet Der- matol. 2016;9:49-55.
9. Sheth PB, Shah HA, Dave JN. Periorbital Hyperpigmentation: a Study of its prevalence, common causative factors and its association with personal habits and other disorders. Indian J Dermatol. 2014;59: 151-157.
10. Dayal S, Sahu P, Jain VK, Khetri S. Clinical efficacy and safety of 20% glycolic peel, 15% lactic peel, and topical 20% vitamin C in the constitutional type of periorbital melanosis: a comparative study. J Cosmet Dermatol. 2016;15:367-373.
11. Carruthers, A. (2002). Botulinum toxin type A: History and current cosmetic use in the upper face. Disease-a-Month, 48(5), 299–322.doi:10.1053
12. Erickson BP, Lee WW, Cohen J, Grunebaum LD. The role of neurotoxins in the periorbital and midfacial areas. Facial Plast Surg Clin North Am. 2015;23:243‐255.
13. Kane MAC. Nonsurgical periorbital and brow rejuvenation. Plast Reconstr Surg. 2015;135:63‐71.
14. Bertossi D, Nocini PF, Rahman E, Heydenrych I, Kapoor KM, Maio M. Non surgical facial reshaping using MD codes. J Cosmet Dermatol. 2020;19:2219‐2228.
15. Lee S, Yen MT. Injectable hyaluronic acid fillers for periorbital rejuvenation. Int Ophthalmol Clin 2013; 53(3):1–9.
16. Sharad J. Dermal fillers for the treatment of tear trough deformity: a review of anatomy, treatment techniques, and their outcomes. J Cutan Aesthet Surg 2012;5(4):229–38.